Havagazı lambaları

Çinliler eski çağlardan beri doğal gaz kaynaklarını biliyor ve bu gazın ısıtma ve aydınlatma gücünden yararlanıyormuş. Batı Avrupa'da da yüzyıllar boyunca bataklıklarda oluşan veya doğal kaynaklardan sızan gaz görülmüş, fakat herhangi pratik bir uygulama söz konusu olmamış.

18inci yüzyılın sonlarında değişik ülkelerde yanıcı bir gaz üretme teşebbüsleri görülür: Fransa'da Lebon, İngiltere'de Murdock ve Hollanda'da Minckelers değişik amaçlarla yanıcı gazlar elde etmiş.

Fransız Lebon, testere talaşını ısıtarak yanıcı bir gaz elde etmiş, ve en ilginci, bu gazı bir gün hem aydınlatmada, hem de bugün bildiğimiz ısıtma, yemek pişirme gibi uygulamalarda kullanacağını hayal edebilmiş. Dahası: 19uncu yüzyılın başında bir havagazı motoru patentlemiş, ne var ki bu motor ykl. 60 sonra tatbikata geçmiş.

Hollandalı Minckelers'in amacı, normal ısıda havadan hafif bir gaz elde etmek ve bunu, balonların şişirilmesinde kullanmakmış. Gazın yanıcı olduğunu tesadüfen keşfedince de bunu sadece laboratuvar gösterilerinde kullanmış.
 

İlkel tipte gaz bek'lerinin sabuntaşından (steatite) yapımını gösteren pano.
Technisches Museum, Viyana (Avusturya)

Murdock'a gelince, hammadde olarak maden kömürü kullanmış. Az süre sonra İngiliz iş adamları Lebon'un hayal gücünü ve Murdock'un maden kömürü yöntemini birbirine ekleyerek bir buçuk yüzyıldan fazla sürecek olan havagazı endüstrisinin temelini atmışlar.

Avrupa ülkelerinde 1970'lerin ortalarından beri havagazı üretilmiyor. Yer altında ham petrol gibi organik maddelerden oluşmuş doğalgaz, kıtalar aşılarak tüketiciye getiriliyor. Havagazı endüstrisinin son tanıkları, hala ayakta kalabilmiş gazometreler. Londra'da (St. Pancras), Viyana'da (Simmering) ve İstanbul'da da (Dolmabahçe, Samatya) örneklerine rastlanabilir ve korunma altına alınması, yeni işlevlere yönelinerek mümkündür.

Havagazını uygulama aygıtlarına ulaştıran boru şebekesi, modern çağların musluk suyu ve diğer şebekelerden de önce hayatımıza girmiş ilk şebekesidir.


 

Havagazının bizi ilgilendiren "aydınlatma" uygulaması, bu gazın ilk kullanım alanı. 1800'lerin başından beri önce açık alevli ilkel bek'lerle, daha sonraları gitgide daha randımanlı akkor gömlekli aygıtlarla ışık elde edilmiş, önce yollar ve şehirler, sonra da gitgide evler ve işyerleri aydınlatılmıştır. İstanbul'da 19. yyıl ortalarında Kuzguncuk ve Dolmabahçe'de kurulan gazhanelerde üretilen gaz, saraylarda o zamanın en modern aydınlatma tekniğini getirmiştir. Günümüzde tüp gazla aydınlatma Türkiye'de sokak satıcıları tarafından veya cereyan kesildiğinde yardımcı aydınlatma olarak kullanılıyor.

Havagazı gibi kullanılan, fakat değişik bir şekilde üretilen asetilen de 20. yüzyıl başlarında havagazı şebekesi bulunmayan yerlerde: köylerde, taşıt araçlarında ve madenlerde kullanıldı. Asetilen, karpit denen taşa benzer maddeye su damlatılarak elde edilir. Lambaların içinde, ya da ufak birimlerde bir şato, konak veya fabrikayı aydınlatmak için kullanılan asetilen, havagazı lambalarında kullanılan bek'lerin hemen hemen hepsinde de uygulamaya girebilir.

 

Kelebek kanadına benzer alevi yüzünden Fransızların
"bec papillon", İngilizlerin
"bat's wing burner" (yarasa kanadı) adını taktığı bek.
19. yyıl başından
20. yyıl başına kadar kataloglarda.
Papillon Bu tip ilkel bek'ler hem dahili aydınlatmada tek tek veya toplu olarak paraçol'larda ve avizelerde kullanıldı, hem de sokak aydınlatmasında fenerlerde yer aldı.
Yandaki resimde 1880'lerin İngiliz malı bir duvar lambası. Kristal glob, alevi hava akımlarından korur.
19. yyıl başından
20. yyıl başına kadar kataloglarda.
TarasqueBat's wing
Manchester İngilizce "Union Jet" veya "fishtail burner" adı verilen  bek'te birbirine 90° açıyla bakan iki delikten fışkıran havagazı, orta düzeyde yassı bir alev yaratır. Sağdaki resimlerde bir paraçol ve bir avize. Mumlara benzetilmiş beklerin etrafında genellikle glob bulunmuyor.
19. yyıl başından
20. yyıl başına kadar kataloglarda.
Liege'deki eski aydınlatma araçları müzesi Chateau-Thierry sinagogundan avize
Oluk şeklindeki alevi ilk olarak bitkisel yağ lambasına uygulayan Ami Argand olmuştur. Onun adını taşıyan Argand tipi havagazı bek'inde sabuntaşından mamul bir çemberdeki çok sayıda delikten fışkıran gaz, yuvarlak bir alev oluşturur. Lamba şişesi, aleve büyük bir sakinlik sağlar. Böylece bu tip bek'ler çalışma yerlerinde, yazıhanelerde kullanılabilir.

Argand tipi bek'lerin etrafında ya opalin veya karton abajur, ya da tülip veya küre şeklinde glob bulunur.

19. yyıl başından
20. yyıl başına kadar kataloglarda.

 

Argand bek'i, Antoon Devogelaere koleksiyonu BengelSugg's Governor Burner, yazarın koleksiyonu

Elektrikle aydınlatmanın rekabetine karşı havagazı lambalarının tekniği gelişiyor:

Paris'in "Quatre-Septembre" sokağında ilk olarak 1870'lerde kullanılan ve bu isimle anılan altı alevli bu bek, İstanbul'daki Yıldız Sarayının bahçesinde de konik şekilde fenerlerde kullanılmış.

1878'den 19. yyıl sonuna kadar

Quatre-Septembre bek'i, yazarın koleksiyonu

12 alevli sokak aydınlatması bek'i. Havagazı, elektrikli aydınlatmanın rekabetine karşı  direnmeye çalışıyor. Büyük fenerlerde kullanılmış.

19. yyıl son çeyreği.

12 alevli
Bunsenflame Auer Welsbach 1905 Auer Welsbach 1885Auer Welsbach Art Nouveau

Bunsen bek'inin mavi alevini havagazı ocaklarından da tanırız. Onu 1855'te icadeden Robert Bunsen'in talebesi Karl Auer von Welsbach, 30 sene sonra doktora tezini hazırlarken hocasının teşvikiyle yaptığı araştırmalar sonucu toryum ve seryum'dan yaptığı akkor gömleği sayesinde yalın alevden 10 misli daha randımanlı bir ışık elde eder. Bu bek Auer bek'i adıyla anılır. Eski model bek'lerin alt kısmı açık, şişesi silindirik olur. Alt kısmı kapalı olan bek'lere ise (1900 sonrası) etrafında 6 deliği olan özel şişe uygulanır.

Evlerde ve saraylarda avize, aplik, masa lambası vs tüm aydınlatmalarda, hatta sokak lambalarında da kullanılmıştır. Şişenin etrafında glob veya sağdaki resimde görüldüğü gibi tülip tipi fanusu olur.

1900'de başlayarak akkor gömleği altta bulunan ve kendi ayağına gölge yapmayan lambalar yapıldı. Otto Mannesmann'ın patentine uygun Graetzin bek'i sağda.

Bu bek'lerde şeffaf cam şişesi dışında emaye madenden veya opalin camdan biri reflektör de bulunur .

Graetzin

Prag'da yapılan araştırmalardan yararlanarak 1903'te Paris'te patenti alınmış Farkas bek'i.

Sarkık gömlekli havagazı lambaları 1900'den itibaren gitgide gelişerek günümüze kadar gelmiştir. Doğalgaz ve tüp gazla kullanılan modelleri vardır.

Farkas

Çift gömlekli bek

2 ve daha çok gömlekli bek'ler az da olsa dahili aydınlatmada kullanıldı. Fakat esas tatbik alanları doğal olarak endüstriyel mekanlarda ve sokak aydınlatmasında oldu. Sokak aydınlatmasına özün fenerlerde kullanılır.

Günümüzde Avrupa'da 100.000'in üstünde sayıda doğalgazla işler sokak lambası kullanılıyor. Bunların çoğu Almanya'da: 43.000'i Berlin'de olmak üzere sayıları 90.000'i buluyor.

Nürnberg

Berlin'deki Havagazı Lambaları Açıkhava Müzesinde bulunan Nürnberg şehrinin tipik bir lambası.

 

 

Türkiye'deki son nostaljik doğalgaz aydınlatması Yıldız Parkında Malta Köşkünde 1990'larda denendi ve bakımsızlıktan tekrar elektriğe dönüştürüldü.

Kullanım bilgileri:

Havagazı lambalarını tamamlarken dikkat edilecek hususlar: orijinal bek'in modelini, lambanın hangi ülkede ve hangi tarihlerde yapılmış olduğunu tayin etmek. Bek'ler, gaz muslukarı ve bağlantı yerleri gaz kaçırmayacak şekilde yağlanmalı ve pastalanmalı. Lambaların şebekeye bağlandığı yerde yeni bir musluğun ek olarak devreye dahil edilmesi daha tedbirli bir hareket olur.

Masa lambalarının dengesinin kolay bozulmaması için ayağının ağırlığı kontrol edilmelidir. Bek'lerin günümüzde kullanılabilmesi için elimizdeki gazla uyumu da kontrol edilmelidir. Gaz memesinin değişikliğe tabi tutulması kaçınılmaz işlemlerden biri olacaktır: havagazından daha çok kalorik enerji içeren doğalgaz, memenin ufaltılmasını ve hava deliklerinin büyütülmesini gerektirir. Meme ya çekiçle ezilip yeniden delinir, ya da yerine delik ve diş açılıp yeni, daha ufak meme takılır.Tüp gaz aynı işlemlerin daha da ince memeler, daha da büyük hava delikleri açılarak yapılmasını gerektirir.

Bir lambayı yakarken etrafta yanıcı maddelerin bulunmaması gerekir. Genellikle musluk açılır ve havadan hafif bir gaz (doğalgaz) için bek'in yukarısında bir alev takdim edilir, havadan ağır bir gaz (bütan, tüp gaz) içinse alev bek'in biraz aşağısından yaklaştırılır.

Havagazı lambaları restore edilirken bu işlemde elektriğe dönüşecek olsalar da otantik şekilde cam fanus veya abajurların kullanılması şarttır.
Bir saat veya değerli mobilyeyi restore ederken onlara gösterdiğimiz saygıyı lambalardan esirgemiyelim...

Bundan böyle havagazı lambalarına değişik bir gözle bakalım, kullanımından zevk alalım...

[Türkçe anasayfa]
[Lambaları tanıyalım]
[Gazyağı lambaları]
[Bitkisel yağ lambaları]
[Benzin ve ispirto lambaları]
[Sözlük]

[Bağlantılar]